Kestirmeden Şükür

Yolların inişli çıkışlı olmasını isterdi hep. Bir şeylerle mücadele etmek, kararlar arasında bocalamak. Birden karşısına çıkan bir virajla sarsılsa belki de böylece bir şeylerin gerçekliğini daha çok hissedecekti. Ama onun evine giden yollar hep dümdüzdü. Ne kaldırım taşlarına takılırdı ayağı, ne de yönünü şaşırtacak bir kavşak. Ne zaman yola çıksa, başını kaldırmadan varırdı kapısına.

Önce başka sokaklardan gitmeyi denedi. Bilinçli olarak uzattı yolları, bir iki kez yönünü kaybeder gibi oldu. Hatta bir gün, sırf çıkmaz olduğunu bildiği bir sokağa bile girdi. Umutla bir sapak aradı,gizli bir geçit, gizemli bir ihtimal. Ama ne yaptıysa olmadı. Onun evine yalnızca bir yoldan varılıyordu ve o yol da fazla düzgündü. Fazla kolay. Fazla sakin.

Başka yollara bakıyordu, hepsi inişli çıkışlıydı. Kendi yolunda da olmalıydı bu, diye düşünüyordu. Yoksa yolda olmanın ne anlamı kalırdı?

Bir gün, inişli çıkışlı yolları olan bir arkadaşı onu evine davet etti. Gidene kadar iki yokuş çıkıp üç yokuş indi. Kan ter içinde kaldı. Nefesi kesilmişti. Ama içindeki beklenti büyüktü. Bu kadar çaba sonunda güzel bir ev bulmayı umuyordu. En azından kendi evinden daha konforlu, daha gösterişli, daha “anlamlı” bir yer bekliyordu.

Ama olmadı.

Ev küçük, dağınık ve yabancıydı. O karmaşık yolların sonunda ulaşmaya değer hiçbir şey yok gibiydi. Kalbi bir türlü yerleşemedi oraya. Zaten çok da oturmadı. İçeride birkaç kelime edildi, bir iki yudum çay içildi ve sonra evden hızla çıktı. Geri dönerken o inişleri ve çıkışları yeniden geçti. Ama bu kez, onları yormaktan başka hiçbir şeye benzetemedi.

Eve vardığında, tanıdık kapısını görünce derin bir nefes aldı. İçeri girdi. Her şey yerli yerindeydi. Sessiz, sade, biraz yalnız ama huzurluydu.
Kendine bir çay koydu. Ayaklarını uzattı. Ve o anda fark etti: 

Belki de hayat ona bu dümdüz yolu boşuna vermemişti. Belki de bazı insanlar sükûnetle imtihan olurdu. Zorluk her zaman yokuşlarda değildi. Bazen en büyük mücadele, aynı yolda sabırla yürümekte saklıydı.

Ve ilk defa içinden geçen o cümle, onu şaşırttı:
“İyi ki bu yol bana düşmüş.”

Dümdüz yoluna ilk defa şükretti.

Yorumlar

  1. Tanışırken heyecandan uyuyamayıp hayaller kurduğum insanların, heyecan yerine hayal kırıklığı yaşatınca oluşan uykusuzluk geri işte dönüşteki yorgunluk...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar tanıdık bir yorgunluk bu... Tanıdık yorum için teşekkür ederim🌸

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ezan

Fırça

Müzikal